Yazı; en büyük kalaşnikoftur, devirir anında güçsüz olanı…
Yazı; gökteki yıldızlar kadar parlaktır, aydınlatır çevresini…
Yazı; bilincimiz tarafından ortaya dökülen kelimeleri bir araya getiren ok gibidir.
O ok hedefine ulaştığında, yazı galip gelir.
Batan geminin kahramanlarını kurtaracak olan yazıdır!
Yoksa Titanik’ten farkı kalmaz.
Sahip olunanlar denizin altına çökmesin ki, silahımız konuşsun…
Boş bir silah, boş bir beyin gibidir.
Kurşunu saplasanız da delmez.
Dolu bir beyin, yazıyı doldurur.
Boş ve dolunun oranı yazı değerinin oranıdır.
Boş olanın kazanması, dolu olmanın kazanmasıyla eş değer değildir.
Dolu olan kaybettiğinde aslında kazanmış sayılır!
Böylece yazı gereğini yerine getirmiş olur.
Çünkü düşünceler ölmez, öldürülemez.
Düşünceler tıpkı tüneyen kuşlar gibi türeyip dururlar.
Türeyenler de türeyenleri tamamlarlar.
Büyük bir ordu oluştuğundaysa, güçsüzler karşı koyamaz.
Güç düşüncedir, düşünce de güç…
Fani dünyada güçlü olmak kazanmak anlamına gelmez
Önemli olan iman ve irade gücünün ışığıdır.
O ışık uzaktan bizlere el sallar.
Unutmayın ışığın kudreti her daim bizimle olacak!