Youtube’da fevkalade sohbetler kanalınızda resim dersleri veriyorsunuz? Adınızı kullanmayıp ‘Fevkalade Sohbetler’ olarak tercih ettiniz, bunun özel bir sebebi var mı? Bu kanal nasıl doğdu ve derslere ilgi nasıl?
Fevkalade Sohbetler, öğrencilerimin internette bulduğu kaynaklarla ilgili şikâyet etmeleri ve “Hocam siz yaparsınız, niye kanal açmıyorsunuz?” sorularına bir gün evet dememle başladı. Aydınlanma ve kültüre olan açlığımızı giderecek kısa sanat sohbetleri gibi düşündüm, pandemi ile içerik yön değiştirdi. Ressam olarak sizleri sürece YouTube üzerinden atölyeme davet ediyorum. Bir tür çizim podcast benimki. Bilgi veren, daha çok üreten, ürettiğini paylaşan farklı bakış açıları sunan yayınlar gerçekleşiyor. Bu farklılık insanların ilgisini çekti, bu da abone sayısı ve izlenmeye yansıdı, olumlu tepkiler alıyorum. Üretmek çok önemli benim için, üretirken en fevkalade sanat sohbeti bulmaya çalışıyoruz. Bu sebeple kendi adımla açmadım, gelecekte başka sanatçı dostlarla bu platformu, tabii benim editörlüğümde, paylaşmayı umuyorum
Bir söyleşinizde annenizin ressam olduğunu okudum, kendisinden ilham alıyor musunuz? Size katkı sağlıyor mu? Sizce resim yeteneği genetik mi?
Arkadaki gizli kahramanlarımdan Ressam Hülya Düzenli, annem, öğretmenim, ustam ve mentorum. Çok öğreniyorum ondan, fevkalade sohbetlerde içeriğine katkısı büyüktür. Özellikle ders ve sanat tarihi içerikli yayınlarım konusunda kaynakça desteği sağlamaktan, görsellerimin kontrolüne ve yayın sonrası eleştiriler ile bana yol gösterir sağ olsun. Gönüllü olarak kanalın sanat danışmanlığını üstlendi, aklımda bir fikir olduğunda önce ona danışıyorum, bakıyoruz nasıl anlatmalı diye, bu yeni bir mecra, yöntem geliştirmek, çalışmak lazım. Sürekliliği olan bir içerik üretmeme katkısı büyüktür, kendisine buradan bir kez daha teşekkür ederim. Resim yapmanın genetik bir kısmı vardır muhakkak, gözünüz iyi görecek, eliniz çalışacak tabii. Bence asıl önemli olan ritmik olarak çalışmak, profesyonel olabilmek yetenekle ilgili değil, çalışmayla ilgili bir şey.
Kendinizi tasvir ettiğiniz özel bir tekniğiniz var mı? Sizi çizmeye iten asıl kök nereden geliyor ve içsel arzularınız sizi ne yönde etkiliyor?
Desen bir düşünce biçimi, aklımdakileri yazı ile değil resim ile aktarıyorum. Resim, dayatılan görme biçimlerini kırmanın, özgürleşmenin yollarından biri. Teknik ise kompozisyon ve fikirle geliyor. Aklımdakini anlatmak için nasıl yapmak gerektiğini araştırmayı ve ona uygun resim davranışını bulmayı seviyorum. YouTube’ta buna uygun bazı yayınlarım oldu, çok heyecanlı bir deneyimdi.
Sanat kitaplarıyla aranız nasıl, en sevdiğiniz ve sizi şaşırtan kitap konusunda ne söylersiniz?
Olmazsa olmaz. Kütüphanem oğluma bırakacağım büyük hazinem. Öğrenciyken bir yıl derslere gitmek yerine okulun sanat kitaplığında ve annemin kütüphanesinde eser inceledim, kazandığımın yarısını hep daha iyi kaynakçalara ulaşmak için kullandım ve hep faydasını gördüm. Yayınlarda kaynakçamı paylaşıyor, hangi kitaptan nasıl esinlendiğimi anlatmaya özen gösteriyorum. Nurullah Berk’in “Resim Bilgisi” kitabı çok önemli benim için. Resim üzerine çok şey öğrendim ve analizlerimi orada anlatılan temel üzerine inşa ediyorum. Bir de N.Keser’in Ütopya yayınlarından çıkan sanat sözlüğü çok önemli benim için. Projelere başlayacağım zaman önce oradan bakarım, bana kılavuzlukluk eder.
Herkes resim yapabilir ama sanatçı olmak için birçok alandan beslenip istikrarlı ve vizyon sahibi olmak gerekir çünkü resim hem mantık hem de duygu sanatıdır. Görüyorum ki belirli bir zaman sonra sanatseverlerin, çizerlerin ve ressamların hevesleri kırılıyor ve başka işlere yöneliyorlar, bunun sebebi ekonomik dengeler mi?
Sanatçı bahsettiğiniz entelektüel birikimi besleyebilecek ortamı bulamadığında ister istemez uzaklaşmak zorunda kalıyor. Bu zor bir süreç, dayanıklı olmak gerekiyor. Dayanabilmek için de sizi besleyen ortam olması lazım. Türkiye’de sanat her şeye rağmen yapılıyor. Kurumsal destek yok denecek kadar az. Öyle olunca birçok kişi yaşamak için başka yönelimlere mecbur kalıyor. Orta direk sanat alıcısı kitle ihtiyacı var. Yani bir avukat, doktor, iş yeri sahibi yapı marketlerden hazır tuval almak yerine genç sanatçılardan eser almalı. Bu uzun vadede Türk Sanat ortamını yaşatabilecek tek gerçeklik. Üreten kadar, alıcı kitlede bilinçli ve destekleyici olmalı. Böyle olsa kimsenin hevesi kırılmaz, üretmeye devam eder, zenginleşiriz.
Resim yapmak için doğuştan yetenek ne derece önemli?
Picasso “her çocuk bir sanatçıdır önemli olan büyüyünce sanatçı kalmaktır” der. Çevre çok önemli. Müzeler, kütüphaneler, galeriler hayatın bir parçası olmalı. Yetenek beslenmesi gereken, gelişen bir şey. Yetenek, gerekli olan çabayı yılmadan gösterebilmek bence.
Pandemi ile birçok insan resim yapmaya başladı, hatta bazı kişiler daha önce sahip olmadıkları yeteneklerini keşfedip güzel yerlere geldiler. Resim yapmak film çekmek gibidir, tüm bütünü görerek parçaları yerleştiririz ve bazen içgüdülerimiz bizi yönlendirir. Yalnız tek sıkıntı hep bazı katı öğretmenlerin sanatçı adaylarını fanusun içine hapsetmeleridir. Teknik diye diretirler. Sizce teknikten daha önemli şey nedir?
Teknikten daha önemli olan farklı tekniklerin varlığına toleranslı olmak ve teknikler arası geçişe açık olmak. Bazı katı öğretmenlerin hatası budur, sadece kendi yaptıklarını mutlak doğru kabul eder ve dayatır. Oysa kompozisyondur asıl olan. Kompozisyon’nun ne olduğunu kavrayan kişi tekniği bir araç olarak kullanır.
Pandemi sanatı sizce nasıl bir yola sürüklüyor? Sanat giderek dijitalleşiyor buna tepkili misiniz? Gazetedeki bir haberde Sofia isimli insansı robotun resim yaparak ödül aldığını okudum. Yakında tüm ressamların yerini robot ressamların alması mümkün mü? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Sorunuzu izninizle bölerek cevaplamak istiyorum. Sahne Sanatları açısından durum hiç iyi değil. Müzisyenler, dansçılar ve tiyatrocular için işler çok zor. Plastik Sanatlar için durum daha pozitif, tekelleşen bir sanat ortamı vardı. Sanatçıların, sosyal medya aracılığı ile birey olarak izleyici ile buluşması bir kırılma yaşattı. Dijitalleşme yeni bir dil yaratıyor, heyecan duyuyorum. Burada asıl, tüketim alışkanlığı değişti. Pandemi öncesi turizm temelli bir tüketim vardı. Bugün insanlar evlerinde, öyle olunca yaşama alanlarını geliştirmeye yöneldiler. Bireylerin yaşam alanlarına özen göstermesinin plastik sanatlar adına iyi bir şey olduğunu düşünüyorum.
Sizce online resim dersleri ile resim yapma konusunda ilerleme kaydedilir mi? Bildiğiniz üzere buna mecbur bırakılıyoruz, sizce yeniden o güzel sergilere kavuşacak mıyız, yoksa online sergilerle bu resim sanatını icra etmeye devam mı edeceğiz?
Artık hibrit bir durum var. İkisi arasında bir denge bulacağız. Avantajları ve dezavantajları var. Online resim derslerinde 1 yıllı geride bıraktım, artıları ve eksilerini söylemek, kararı okuyucuya bırakmak isterim. Online eğitim bir adaletsizliği giderdi, sanat eğitimi büyük şehirlerde oluyordu, şimdi buralarda yaşamayan gençlerin bir şansı var. Öğrencilerimin çoğunluğu artık İstanbul’dan değil. Tabii burada İnternet hızı ve cihaz etkinliği çok önemli. İyi cihaz ve iyi internete sahip olmadan olamaz çünkü bizim işimiz görüntü ile. Yani cep telefonundan ders takip etmek zorunda olan öğrenci hep dezavantajlı. Online derslerde, çok ilerleme kaydeden öğrencilerim oldu. Hatta atölyede iyi olmayıp onlineda başarılı olan öğrenciler oldu. Dışa dönük ifade etmeyi sever yapıdaki öğrenciler için online negatif. İçe dönük, iç fırtınalarında bir ifade aracı arayanlar için online ders pozitif. Online sergilerle devam edecek isek yeni bir resim sanatı başlayacak. Yeni ifade araçları bulacağız.
Latin Dili edebiyatına devam ediyor musunuz?
Maalesef. 2 sene önce şehir değiştirince bırakmak zorunda kaldım. Kısa sürdüğü ve bitiremediğim için çok üzgün olmamda orada bulunduğum için memnunum. O kısa sürede kendim hakkında çok şey öğrendim, kıymetli bilgiler edindim, çok değerli hocalar tanıdım. Başka bir perspektif sağladı bana.
Ressam adayları sizce hangi yolları izlemeli ve kendilerini ne zaman ressam olarak görmeliler, belli bir şartı var mı?
Üretmekten vaz geçmedikleri ve yaşam boyu öğrenci olmayı kabul ettiklerinde kendilerini ressam olarak görebilirler.
Türkiye’deki sanat galerilerinin işleyişi nasıl, bu galeriler sanatını icra edenlere ne derece önem veriyor ve destekliyor?
Sanat Galerisi işletmeciliği bir başka Don Kişotluk. Çok kıymetli galericiler var. Kısıtlı bir piyasada var olma çabası gösteriyorlar. Gerçekten yatırım yapan galerici sayısı çok az. Bu birazda yukarıda belirtiğim orta direk sanat alıcısı yokluğu ile ilgili. Tabii bir de sanatçıdan para kazanmayı ilke edinmiş, mekân kiralayan ama organizasyona katkı sunmayan “galerimsi”ler var. Onları anlatmaya yer yetmez ne yazık ki…
Kişisel sergi açmayı merak edenler için bilgilerinizi paylaşırsanız sevinirim…
İlk sergi en zoru. Tıpkı ilk kitabını çıkarmak isteyen yazar gibi bol miktarda ret cevabına hazırlıklı olmalı, size güvenen galericiyi bulmak için sabırla iletişim kurmalısınız. Önce karma sergilere katılarak bir geçmiş ve tecrübe yaratmak lazım sonra sergilenecek eserlerin %60’ını bitmeli. Eskizde bitmesinden bahsetmiyorum. Proje ne kadar iyi hazırlanmış olursa olsun ilk sergi olunca galericiye eserleri gösterebiliyor olmanız avantajınızdır.
Şu ana kadar katıldığınız sergilerden iyi tepkiler aldınız mı?
İyi tepkiden kasıt “Alkış” ise çok aldım. Sergi sonrası dünya görüşüne çok değer verdiğim profesyonellerle üzerine konuşmalar gerçekleştirdik. Konuşmaya değer buldular. Bence asıl “iyi tepki” bu. Eserleriniz bir diyalog başlatıyorsa bu iyidir. Bu diyalog pozitif sonuçlar yaratıyorsa “daha iyi” tabii…
İmgelere önem verdiğinizi biliyorum ve bu imgeler yaşamımızın birer parçası ama imgeler günümüzün şartlarıyla giderek kararıp distopik hale bürünüyor, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Distopik dünyalarda tasvir edilenleri bugün gerçeklik olarak yaşıyoruz. İmgeler içinde bulundukları çağdan etkilenirler. Önemli olan imgeleri üretenlerin tercihleri. Hepimizin yaşadığımız dünyaya bir katkı sunuyoruz. Karanlığı tasvir etmek bir seçki tıpkı aydınlığı tasvir etmeyi seçmek gibi. Sanat, Yüzüklerin Efendisinde Galadriel’in Frodo’ya verdiği ışık gibidir, en karanlık zamanlarda yolu aydınlatır. Işık olacak imgelerin peşine düşmek lazım.
Son olarak yeni projeleriniz var mı?
Var olan proje en yeni proje. Değişmekte olan sanat ortamında söz sahibi olmak, değişime katkı sağlamak. Fevkalade Sohbetler bunu amaçlıyor. Arada sürçü lisan etsem de tüm iyi niyetim, bilgim ve birikimimle bu değişime kılavuzluk edenlerden olmak istiyorum. Pandemi bitince ortaya çıkan üretimden bir sergi olsun çok istiyorum. Sağlıklı günlerde buluştuğumuzda buna dair paylaşımlarım olacaktır. Şimdi üretme zamanındayız. Bu bir fırsat, kullanmak lazım.
Can Berk Koç’a cevapları için teşekkür ederim.
Yazı: Arzu Çevikalp
HTHAYAT