Bir colorbox deneyimi…
İlk sanat yazımla karşınızdayım. Pandemi hepimizi derinden etkiledi ve birçoğumuz ne yapsak ve vaktimizi nasıl geçirsek diye düşündük. Yeteneklerimizi ve ekonomik durumumuzu gözden geçirerek sanata doğru yolculuk ettik, çünkü sanat bir terapi ve insanın ruhuna iyi geliyor. İstediğiniz zaman yapabilirsiniz. Boş boş vakit geçirmek insanı tüketir, ama yaratıcılık insanın enerjisini sürekli yukarıya taşır.
Ben de kendimi bu dünyanın içinde buldum. Pandemiden önce bazı düşünceler beynimi kemiriyordu ve hep şunu diyordum: doktora yapayım, birçok eğitim alayım, birkaç üniversite daha bitireyim ama birden önüme pandemi engeli çıktı ve her şey birden son buldu. Çok düşündüm, çok analiz ettim ve kararı çocukluğumda bir çok kez kursa gittiğim resimden yana kullandım. Sinema dünyasından resim dünyasına doğru yol alırken önce biraz gerildim ve sonrasında kendimi akışa bırakınca özgür hissettim.
Meğerse bir eser ortaya koymak ne büyük bir mutlulukmuş. Bazen insanın burnunun önünü görebilmesi için bazı engeller gerekiyor, zira o engeller olmadığı zaman her şey belli bir rotada ilerliyor. İnsan elindekinin değerini bile pandemi ile öğrendi. Yeni meslekler, yeni hobiler türedi. Bu yönüyle iyi de oldu doğrusu…
Tabi her işte olduğu gibi, yaptığınız çalışmalarda istikrar çok önemli. İstikrar olmadan yol alınmıyor. Çevremde çok fazla hevesli insanlar görüyorum, ancak hevesleri bir noktadan sonra kırılıyor. Her ne olursa olsun profesyonel düşünmek gerek, çünkü sizden daha değerli kimse yok. Kimseye bir şey kanıtlamanız gerekmiyor, sadece içinizden gelerek üretin ve kendinize inanın. Zaman zaman sabırsız olduğunuzu düşündüğünüz anlar da gelecek ama pes etmemeniz hedefinizdeki başarıyı kalıcı kılar.
İnandığınız şeyi yapmakta her daim ısrarcı olun, hazır duraklama dönemindeyken parlatın içinizdeki sizi. Fırsatlar insanın karşısına yalnızca belirli aralıklarla çıkıyor.
Tüm bunları kısaca aktardığımıza göre, şimdi size resim yapmak için bulabileceğiniz sanatsal malzeme satan çok değerli bir yerden bahsedeceğim. Adı Colorbox ve üç yerde şubesi var. Sahrayıcedit, Feneryolu ve Teşvikiye. Ben Sahrayıcedit mağazasına gidiyorum. Hiçbir şey bilmeseniz bile orada çok şey öğrenirsiniz, çünkü size sanatçı gözüyle bakıyorlar ve canla başla hizmet ediyorlar. Bir şey almasanız dahi gidin o havayı soluyun, sormaktan çekinmeyin. Ürünleri inceleyerek de fikir sahibi olunabiliyor. Burayı tamamen şans eseri keşfettim.
Özellikle Nedim Bey çok yardımsever. Böyle insanlara sıkı sıkı sarılmak gerek. Size şu da var bu da var, bunu da al diyen kimse yok. Çoğu yer zorla ürün satmaya çalışıyor.
Son gittiğimde çok talihsiz bir olaya tanık oldum. Colorbox’un Caran d’Ache kalemlerini yiyen kedisi vefat etmiş. Birden gözlerim doldu, çünkü her gittiğimde beni tüm sevecenliğiyle karşılıyordu. O gün ne yazık ki buruk bir alışveriş yaptım. Şimdi o kalemler kediden bir anı olarak kaldı.
Benim onları teselli etmem gerekirken onların beni teselli ettiğini görünce oranın önemini bir kez daha anladım. İnsanlıktan ve saygıdan daha değerli ne olabilir ki? İnsan bunun için yaşıyor. Eğer siz de benim gibi düşünüyorsanız. Bir gün deneyimleyin. Bu arada mağazada bir başka kedi daha var.
Sanatsal tüm ürünleri kolayca bulabilirsiniz. Sitesinin linkini de yazının sonuna ekledim.
