Ama Şahsiyetim Ne Olacak?

  • 3 yıl önce
  • 5Dakika
  • 1407Sözcük
  • 142Görüntülenme

Ama şahsiyetim ne olacak?

Ülkemizde hep sosyete ile alt tabakanın maceraları ekranlara yansırken, seri katil temalı ezber bozan internet dizisi “Şahsiyet”in Puhu Tv’de yayına girişi büyük bir fark yarattı ve hakkında çeşitli tartışmalar çıktı. Uç noktaları birleştirmeyi seven yönetmen Onur Saylak, hünerlerini göstererek kendisini seven, sevmeyen herkesin dizi ile haşır neşir olmasına vesile oldu. Türk dizisi izlemeyen seyirciler bile merakla internet televizyonlarına koştu.

Yönetmen Onur Saylak’ın yankı uyandıran ilk uzun metrajlı projesi “Daha” toplam 498.366,29 hasılat yaparak, beyazperdede hatırı sayılır bir yer edindi. Kendisini televizyon dizilerinden tanıdığımız Onur Saylak’ın sinema dünyasında böyle bir hasılatla kısa sürede yükselişi birçok kişiyi şaşırttı. Kimileri Saylak’ın üslubunu beğenmedi, kimileri de takdire şayan buldu. Kendine iki farklı kutup edinen yönetmen Saylak, şu sıralar Puhu TV için çektiği “Şahsiyet” ile akıllara soru düşürüyor, çünkü dizi şu ana kadar hiç alışık olmadığımız bir tatta… Yapımcılığını Ay Yapım’ın, senaristliğini Hakan Günday’ın üstlendiği Şahsiyet’in şu ana kadar 3 bölümü yayınlandı. Dizinin baş rollerini Haluk Bilginer, Cansu Dere, Metin Akdülger, Şebnem Bozoklu, Necip Memili, Hüseyin Avni Danyal, Müjde Ar, İbrahim Selim ve Fırat Topkorur gibi ünlü isimler üstleniyor.

Ama şahsiyetim ne olacak?

Bu hepimizin bildiği bir gerçek ki, genelde Türkiye’den özgün ve sıra dışı işler çok fazla çıkmıyor, zira ortalama bir hikâye ortaya koyan diziler ‘genel izleyici’ kitlesine hitap ediyor, bu da dizilerin beklentimizin altında kalmasına sebebiyet veriyor. Reyting ve reklam almak için çırpınan dizilerin konusu aslında beş aşağı beş yukarı aynı. Bunun asıl nedeni, kanalların ayakta kalma mücadelesi… Halkın isteklerini göz önünde bulundurarak arz-talep dengesine hizmet eden yapımcılar, “En çok ne izlenir?” sorusuna yanıt aradıkları için, direkt popüler projelere yöneliyorlar. Aslında hem popüler olup, hem de özgün olmak mümkün.

Ama şahsiyetim ne olacak? Mindhunter’a göz kırpıyor

Bunu iyi başaran yeni nesil yönetmenlerden biri olan Onur Saylak, internet dizisi “Şahsiyet” ile kaliteli planları öne çıkartarak, hikâyeyi teknik vurgulamarla donatıyor ve seri katil olgusunu Türkiye ile bağdaştırıyor. İnternette yayınlandığından reyting kaygısı gözetmeyip, ana akım sinemadan beslenen dizi, Netflix’te yayınlanan “Mindhunter” dizisine göz kırparak, Avrupai bir yapıya sahip olduğunun sınırlarını çiziyor. Bu cümleyi biraz açmak gerek: saygıdeğer oyuncu Hümeyra’nın İspanyol müzikleri eşliğinde, Flamenko dansı, Agah Beyoğlu karakterini canlandıran Haluk Bilginer’in sürekli yabancı müzik dinlemesi, tango dansına kucak açması ve fonda çalan modern müzikler…

"Ama şahsiyetim ne olacak?"

Ama şahsiyetim ne olacak ve ben kimim?

Şahsiyet’te kâh çağdaş, kâh retro yapı inşa eden yönetmen Saylak, kırmızı, yeşil ve sarı filtre uyguladığı sekanslarla, ekran karşısındaki izleyiciyi stilize edilmiş bir atmosfere doğru yolluyor. Kurguya önem veren Saylak, aynı Photoshop’ta rötuş ve modifiye yapar gibi, fotoğrafik mizansenler eşliğinde görselliği üst seviyeye taşıyor ve sahne aralarına geçiş efektleri yerleştiriyor.

İçerik ve görsellik arasında iyi bir denge tutturan Saylak, dizide Alzheimer teşhisi konan Agah Beyoğlu’nun işlediği seri cinayetleri konu alıyor. Emekli adliye memuru olan Agâh’ın eşi yıllar önce vefat eder. Beyoğlu’nda yalnız başına yaşayan Agah, yıllardır planladığı, ancak sürekli ertelediği bir cinayeti işlemek için Alzheimer’ı bir fırsat olarak kullanmaya karar verir. Ne de olsa işleyeceği suçu gelecekte hatırlamayacak, hatırlamayacağı için de cinayetten paçayı sıyıracaktır. Söz gelimi her şeyden şikâyet eden ve soyadı ile müsemma olmayan Agah Beyoğlu, Beyoğlu’nda oturmayı sevmediğini belirtip, Beyoğlu’nun bozulduğundan dem vuruyor. Sürekli bir taşınma arzusu içinde… Resmen hayallerinin arasına sıkışıp kalmış, adeta kendi kendine tuzak kurmuş.

Ama şahsiyetim ne olacak ve ben ne olacağım?

Yeşim Ustaoğlu’nun “Pandora’nın Kutusu” filmiyle yer yer ilişki kuran ve zaman zaman gerçeküstücülük akımına davetiye çıkaran “Şahsiyet”, Alzheimer’ın çok ciddi bir problem olduğunu anlatmasının yanı sıra, bazı kişilerin Alzheimer’ı kötü emeller için kullandığına ışık yakıyor, tıpkı Agah gibi… Seri katillik ve Alzheimer’ı aynı potada eriten dizi, kurgusal ve psikolojik trüklerle seyircinin bulmacadaki eksik kalan parçaları birleştirmesini istiyor. Karakterlere dikkatli bir biçimde eğilen Saylak, ana hikâyenin ağlarını karakterlerin yaşamış oldukları sorunlar üzerine kuruyor ve bu durum giderek büyüyor. Kendi içinde birçok hikâye barındıran dizi, innovatif manevralarıyla ekranı ve seyirciyi ortadan ikiye bölmekle kalmıyor, aynı zamanda merak unsurunu katbekat güçlendiriyor.

Dizinin en akılda kalan sahnelerinden biri olan Agah ve doktorun konuşması hikâyenin özünü yansıtıyor ve bu özde şuna tanık oluyoruz: Doktor Agah’a, hastalığına ilişkin yapması gerekenleri anlatıyor ve Agah seyircinin gözünün içine bakarak ilginç cümleler kuruyor; “Nasılsa her şeyi unutacağım, kim olduğumu, ne yaptığımı, anılarımı ve arkadaşlarımı…  Ama şahsiyetim ne olacak? Dizinin adının Şahsiyet oluşu bu soruda gizli.

"Ama şahsiyetim ne olacak?"

Ama şahsiyetim ne olacak? Mükemmel cinayet işleme motivi nasıl olmalı?

Çoğu zaman, hayal ve gerçek arasında gidip gelen öfkeli ve kızgın karakter Agah’ın Alzheimer oluşunu simgeleyen Saylak, kim bilir belki de ters köşe yapıyor. Mesela Agah’ın travmaları atlatamadığından ötürü, hikâye izleğinin Alzheimer’a bağlanması seyirci için bir metafor olabilir. Burada önemli olan mükemmel cinayetin nasıl işleneceği yönünde… Türkiye’de şiddet ile artan cinayetleri göz önüne aldığımızda, seri katiller ile ilgili dizi/dizilerin projelendirilişi pek şaşırtıcı olmasa gerek. Anlatım tekniğini şiddet ve mafya üzerine kurmayan Saylak’ın bu yöndeki kararı isabetli olup, seyirciyi düşündürmeye itmesi ise seyircinin hikâyeyi birçok açıdan sorgulamasına yardımcı oluyor. Televizyonda yayınlanan entrika ve aşk kokulu dizilerden sıkılanlar için, bu tarz alternatifler geliştirilip, internetten yayına veriliyor oluşu gerçekten Türkiye için hayırlı. Hatırlarsanız 2012 yılında beğeni toplayan ve ‘mantıksal akıl yürütme’ becerisini seyircinin önüne getiren televizyon dizisi “Son”, psikanalisttik bir hikâyeyi, doğrusal olmayan kurgu ile aktarmıştı. Şahsiyet’te de benzer bir durum söz konusu…

Ama şahsiyetim ne olacak? Yaşlı seri katil kavramı… 

Bu bağlamda, hayatında yaşadığı her şeyi içine atan ve geçmişini bir bakıma unutmak isteyen Agah’ın seri katil olarak senaryoya dahil edilişi ve ‘yaşlı seri katil kavramına yeşil ışık yakılışı, yaratıcı bir buluş. Genelde seri katiller dizilerde genç olduklarından ve seyirci hep benzer hikâye izlediğinden şikâyet eder. Zıtlıkların birliğinden doğan “Şahsiyet” karakterlerin iç çatışmalardan faydalanarak, karakterleri anormallikle sınıflandırıyor ve seyircinin perspektifini değiştiriyor.

Özetle, “Şahsiyet” Haluk Bilginer’in usta oyunculuğuyla, Onur Saylak’ın güzel kadrajlar yakalamasıyla, orijinal jeneriğiyle ve hikâyenin albenisiyle seyirciyi ablukası altına alıyor. Kaliteli projelere destek verip haklarını teslim etmek Türkiye’nin dizi kültürü açısından oldukça önemli… Dijitalleşme devam ettikçe kaliteli dizilere imza atılacak ve Türk dizilerinin ruhu sadece Türkiye’de değil, yurt dışında da varlığını sürdürecek.

Künye: 

Şahsiyet: Bölüm 1-2
Yönetmen: Onur Saylak
Oyuncular: Haluk Bilginer, Cansu Dere, Şebnem Bozoklu, Necip Memili, İbrahim Selim
Süre: 80 dk.
Yapım yılı: 2018

[mks_separator style=”double” height=”3″]

Abone Olun
Yeni yazılardan haberdar olun ve bizimle kalın